- Ataerkillik kadını doğduğu andan başlayarak hem zihin hem de beden olarak öyle bir eğitir, şekillendirir ki kadın aslında kendi durumunu, yani ondan beklenen içkinlikle şkamet etme ve kendi varlığını erkeğe ve çocuklarına adama durumunu bir zorlanma olarak yaşamayabilir.
- Simone De Beauvoir’in itirazı kadının erkek egemen dünyayı yeniden üreten geleneksel rollerle tanımlanmasınadır. Cinsiyetli üreyen hayvanlarda dişiler erkeklere göre ikinci cinsiyet değilken insanlarda neden kadınlar ikinci cinsiyet durumuna düşmüştür? Hayvanlardan farklı olarak inlarda üretici güçelrle yeniden üretim güçleri arasındaki denge değişkendir. Avcılık ve toplayıcılıkla geçinen toplumda kadın, çocuklarını hayatta tutmaya çabalarken erkeğin emeğine gereksinim duyar. Fransızcada insan varlıklarını belirtmek için erkekler sözcüğü kullanılır, çünkü vir sözcüğünün özel anlamı homo insan söcüğünün genel anlamı içinde özümsenmiştir. Kadın eksi kutup olarak görünür.
- Ergenlikten önce ölen kız ve oğlan çocuğu sayısı eşit, oysa 14-18 yaş arasında 100 oğlan çocuğuna karşılık 128 kız, 18-20 100 oğlana karşı 105 kız çocuğu ölür. Daha az kas gücü, daha az sayıda alyuvarı, daha az solunum kapasitesi var.
- Türün aşkınlığı peniste elle tutulur biçimde cisimleşir ve penis gurur kaynağı haline gelir. Bu durumda penisin uzunluğunun, idrarın fışkırma gücünün, sertleşmenin, meni kışkırtmanın onun için kendi değerinin ölçüsü. Böyle bir alter egodan yoksun olan küçük kız kendini elle tutulur bir şeyde yabancılaştırmaz, dolayısıyla kendini geri alamaz. Bu yüzden kendini tümüyle nesne haline getirmeye kendini Başka olarak görmeye yönelir.
- Özellikle psikanalistler arasında erkek bir insan olarak tanımlanır, kadın ise dişi olarak. Kadın ne zaman insan olarak davransa onun erkeğe öykündüğü söylenir.
- Kadın ancak üretimde toplumsal ölçekte yer aldığında ve ev işlerinde ona çok önemsiz bir ölçüde ihtiyaç duyulduğunda özgürleşebilir. Bu da ancak, kadınların büyük oranda çalışmasını kabul etmekle kalmayıp, bunu biçimsel olarak gerektiren modern büyük sanayiyle mmkün hale gelebilir.
- Kadının tarım öncesi dönemdeki durumuna ilişkin bir fikir edinmek özellikle zordur. Bugünkünden bu kadar farklı yaşam koşulları altında kadının kas gücü ve solunum organları belki de erkeğinkiler kadar gelişmişti, bunu bilemiyoruz. Öyle görünmektedir ki kadınlar birçok durumda savaşçılarla birlikte sefere katılacak kadar sağlam ve dirençliydiler.
- İnsanlığın tasarısı durgunluk değil, kendi ötesine geçmektir. Doğumlara en çok ihtiyaç duyulan ve anneliğin en saygınlık taşıdığı dönemlerde bile kadın annelik sayesinde üstün konuma gelememiştir.
- Erkek yaşam vererek deği, kendi yaşamını tehlikeye atarak hayvanlıktan çıkmaktadır. Bu yüzdendir ki insanlık doğuran değil öldüren cinsiyete üstünlük tanımıştır. İslam öncesi dönemin bedevilerinde kadınlar kuranda onlara atfedilen yerden çok daha üstün konumdaydı.
- Erkeğin yayılma ve egemen olma istenci kadının yetersizliğini bir lanete dönüştürdü. Her kazandığını kadına karşı kazanır, daha güçlü oldukça kadını daha çok alçaltır. Özellikle toprağın mülkiyetini ele geçirince kadını da mülk edinmek ister.
- Eski yunan felsefesi başkalığın olumsuzlamayla dolayısıyla kötülükle aynı şey olduğunu göstermiştir. Dinlerin ve yasaların kadına bu kadar düşmanca davranması bu yüzdendir. İnsan türü efsanelerini ve yasalarını yazılı metinler halinde düzenleme aşamasına ulaştığında patriyarka kesin bir biçimde kurulmuştur. Dinsel kurallar şeytana açılan kapı olarak görür kadını. Kuran ise mutlak biçimde hor görür. Yahudilerde levi yasaları kız çocuk doğuran kadının arındırılma süresinin erkek çocuk doğuranınkinden 2 kat uzun olması gerektiği. Genç kız üzerinde babasının mutlak bir iktidarı vardır, evlilikle birlikte baba bunu tamamıyla kocaya devreder. Kuran ‘erkekler kadınlardan üstündür, çünkü tanrı onlara bazı niteliklerle üstünlük bahşetmiştir ve çünkü kadınlar geçimini onlar sağlar.
- Aziz pavlus aracılığıyla sonuna kadar feminizm karşıtı olan Yahudi geleneği kendini gösterir. Dahi doğulmaz dahi olunur, kadının durumuysa şimdiye dek bu oluşu imkansız kılmıştır. Erkekler kendilerini yüceltmek için Herkül, Prometheus, Parsifal gibi büyük erkeklik simgeleri yaratmışlardır.
- Kadın ancak yağlanıp ağırlaştığı ya da tersine saydamlaşacak kadar zayıflayıp her tür fiziksel çabanın kendisine yasaklandığı rahatsız giysiler ve görgü kuralları tarafından felce uğratıldığı zaman erkeğe kendi nesnesi olarak görünür. Bir müslümanın ne kadar çok kadını varsa o kadar saygı duyulur. Tehlikeyı ve oyunu seven erkek, kadını bastırma umudunu koruduğu sürece onun bir amazona dönüşmesinden hoşnut olur.
- Erkeğin çağırdığı ve erişemediği her şeydir kadın. Yararlı doğayla erkek arasındaki bilge aracıdır, ama aynı zamanda tüm bilgeliğe karşı çıkan uysallaşmamış doğanın çekiciliğidir.
- Ne melektir kadınlar ne de şeytan veya sfenks. Geri zekalı törelerin yarı köle haline getirdiği insan varlıklarıdır. Üstesinden gelinmesi en zor olan baskılar herkesin kendi içinde karşılaştıklarıdır.